AK Parti Artvin Milletvekili Faruk Çelik, Yusufeli Barajı'nın yapımının "istemezükçüler" tarafından 5 yıl geciktirildiğini ve bunun Türkiye ekonomisine büyük zarar verdiğini söyledi. Çelik, barajın 2023'te elektrik üretimine başlamasının ardından yılda 6 milyar TL katkı sağladığını vurguladı. Bu gecikmenin, 5 yıl önce devreye girmiş olması durumunda 30 milyar TL'lik bir kayba yol açtığını hesapladı. Barajın, Türkiye'deki hidroelektrik santrallerinin %3,5'ünü oluşturduğu ve Çoruh Havzası'ndaki barajların toplam üretiminin ise Türkiye'nin toplam hidroelektrik üretiminin %10'una tekabül ettiğini belirtti. Türkiye'nin enerji bağımsızlığı için önemli bir adım olan Yusufeli Barajı, dünyanın en büyük beşinci barajı arasında yer alıyor. Bu proje, Artvin ve bölge ekonomisine büyük bir katkı sağlıyor. Ancak karşı çıkan grupların engelleme çabaları, ülke ekonomisi için büyük bir kayba neden olmuştur.
Ekonomik Kayıplar
Faruk Çelik, "istemezükçülerin" Yusufeli Barajı projesini engelleme çabalarının, sadece Artvin'i değil tüm Türkiye'yi etkilediğini belirtti. Barajın gecikmesi nedeniyle kaybedilen 30 milyar TL'lik gelir, diğer yatırımlarda kullanılabilecek önemli bir kaynaktı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nda görev yapmış olan Çelik, konuya ilişkin deneyimlerine dayanarak bu kaybın boyutunu vurguladı. Projenin gecikmesi, enerji fiyatlarındaki dalgalanmaları da etkileyerek, tüketicileri olumsuz etkilemiştir. Projenin zamanında tamamlanması, enerji güvenliğine önemli bir katkı sağlayacak ve ülke ekonomisine daha fazla katkı sunacaktı. Bu nedenle, projelere karşı çıkmanın olumsuz ekonomik sonuçları göz ardı edilmemelidir.
Demokrasi ve Proje Karşıtlığı
Çelik, projelere karşı çıkmanın demokratik hakların suiistimali olduğunu savundu. "Karşı olmak için karşı olmak" anlayışının ülkeye fayda sağlamadığını, aksine büyük ekonomik kayıplara yol açtığını ifade etti. Borçka ve çevresindeki diğer barajlarla birlikte Yusufeli Barajı, Türkiye'nin enerji üretiminde önemli bir rol oynuyor. Çelik, bu tür projelerin ülke kalkınması için hayati önem taşıdığını ve bu nedenle, karşıt görüşlerin yapıcı bir şekilde dile getirilmesi gerektiğini vurguladı. Projelere karşı çıkanların, ülke menfaatlerini gözeterek, alternatif çözümler önermesi gerektiğini belirtti. Bu sayede, demokratik haklar kullanılırken, ülkenin ekonomik ve sosyal gelişimi de desteklenebilir.